Güncel

TYT Tarih Konu Anlatımı PDF

TYT Tarih Konu Anlatımı PDF İndir, TYT Tarih Konuları Nelerdir, TYT Tarih Kaç Soru...

YSK sınavına hazırlanan öğrenciler için artık geri sayım daralmaya devam ediyor. Nitekim Türkçe Matematik ve Geometri dersi gibi TYT için önemli olan Tarih dersi , online olarak indirilebilecek PDF fırsatları ile karşımıza çıkmaktadır. Bu manada TYT Tarih Konu Anlatımı PDF İndir, YKS – TYT Tarih Konu Anlatımı PDF ya da Tarih Ders Notu indir tarzı sorgulamalar sıklıkla yapılmaktadır.

Kitap almak istemeyen bireyler daha doğrusu kitaba para vermek istemeyen öğrenciler için nitekim oldukça kaliteli hazırlanmış bu PDF ders notları oldukça önemlidir. O halde bizler de fazla uzatmadan TYT Tarih konularını kapsayan ders notlarını sizlerle paylaşalım.

TYT Tarih Kaç Soru Soruluyor?

YKS sınavının ilk aşaması olan TYT bölümünde Tarih dersi Sosyal Bilimler kısmında yer almaktadır. Nitekim TYT ders bazında soru dağılımı da şu şekildedir;

  • Türkçe; 40 soru
  • Sosyal Bilimler ; 20 Soru ( Tarih 5 soru, Coğrafya 5 soru, Felsefe 5 soru ve son olarak da Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi 5 soru)
  • Matematik ; 40 soru

Şeklinde karşımıza çıkıyor. TYT toplamda 120 soru ve sizlere ayrılan süre ise 130 dakika olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak TYT Tarih kaç soru sorulmaktadır sorusunun cevabı 5 soru olarak verilebilir. Sorular daha çok yorumlara dayalıdır. AYT Tarih soruları ise çok azı yorum becerisi olmak üzere birçoğu da has bilgiye dayanmaktadır  .

İlginizi Çekebilir; TYT Biyoloji Ders Notu PDF İndir

TYT Tarih Konuları Nelerdir?

YKS sınavının ilk kısmında karşınıza çıkacak olan TYT Tarih konuları şu şekildedir;

KONULAR
Tarih ve Zaman
İnsanlığın İlk Dönemleri
Orta Çağ’da Dünya
İlk ve Orta Çağlarda Türk Dünyası
İslam Medeniyetinin Doğuşu
Türklerin İslamiyet’i Kabulü ve İlk Türk İslam Devletleri
Yerleşme ve Devletleşme Sürecinde Selçuklu Türkiyesi
Beylikten Devlete Osmanlı Siyaseti
Devletleşme Sürecinde Savaşçılar ve Askerler
Beylikten Devlete Osmanlı Medeniyeti
Dünya Gücü Osmanlı
Sultan ve Osmanlı Merkez Teşkilatı
Klasik Çağda Osmanlı Toplum Düzeni
Değişen Dünya Dengeleri Karşısında Osmanlı Siyaseti
Değişim Çağında Avrupa ve Osmanlı
Uluslararası İlişkilerde Denge Stratejisi (1774-1914)
Devrimler Çağında Değişen Devlet-Toplum İlişkileri
Sermaye ve Emek
XIX. ve XX. Yüzyılda Değişen Gündelik Hayat
XX. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti ve Dünya
Milli Mücadele
Atatürkçülük ve Türk İnkılabı

TYT Tarih Konu Anlatımı PDF İndir 2022

Güncel olarak indirebileceğiniz TYT tarih konu Anlatımı PDF dosyalarını aşağıda sizler için paylaşıyoruz. Nitekim bu PDF dosyaları ile birlikte tarih dersine iyi çalışabilir ve sınavda tarih dersinde 5’te 5 çekerek sıralama önemli bir derece elde edebilirsiniz.

AŞAĞİDAKİ BAĞLANTIYA TIKLAYARAK TYT TARİH PDF KONU ANLATIMINI CİHAZINIZA İNDİREBİLİRSİNİZ.

YKS HAZIRLIK

TARİH KONU ANLATIMI

 

TARİH VE TARİHİN ÇAĞLARA AYRILMASI
❖ Tarih ve Özellikleri
• Geçmişte yaşamış olan toplulukları belgelere dayanarak, yer
ve zaman göstererek, sebep-sonuç ilişkisi içerisinde izleyen
(inceleyen) ve objektif olarak açıklayan (araştıran) bir
bilimdir.
• İnsan topluluklarının geçmişteki yaşayışlarını, kültür ve
uygarlıklarını, sosyo-ekonomik yapılarını neden-sonuç ilişkisi
içerisinde yer ve zaman göstererek inceleyen, elde ettiği
bulguları, belgelere dayanarak objektif bir şekilde açıklayan
sosyal bilim dalına tarih denir.
❖ Tarih Biliminin Konusu
• İnsanların her türlü faaliyetleri tarihin konusunu oluşturur.
• Daha geniş anlamda tarih, geçmişte yaşayan insanların
siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik vb. faaliyetlerini konu
edinir.
• Büyük depremler, tufanlar, kuraklıklar, göçler, salgın
hastalıklarda tarihin ilgi alanına girer.
❖ Olay- Olgu
• Hayat içinde tek tek meydana gelen değişmelere olay denir
• Olayı olgudan ayıran diğer önemli bir özellik ise olayın
başlangıç ve bitiş tarihinin belli olmasıdır.
• Olay kısa sürede olup biter.
• Anadolu’nun fethi, Kurtuluş Savaşı olaydır.
• Olgu aynı türdeki olayları bir bütün olarak anlatmak için
kullanılan bir kavramdır.
• Olgu olaya göre daha soyut ve geneldir.
• Olguda belli bir yer ve zaman söz konusu değildir.
• Olgu uzun bir zaman diliminde oluşur.
• Anadolu’nun Türkleşmesi ve Türkiye’nin çağdaşlaşması
olgudur.
• Örnek:
oOlay-Malazgirt savaşı, Olgu-Anadolu’nun Türkleşmesi
oOlay-Talas Savaşı, Olgu-Türklerin Müslüman olması
oOlay-İstanbul’un Fethi, Olgu-İstanbul’un Türk şehri olması

oOlay-Atatürk’ün çeşitli alanlarda inkılaplar yapması, Olgu-
Türkiye’nin çağdaşlaşması

• Tarih, geçmişteki olaylar ve o olayların zaman içindeki
akışıyla ilgilenir. Tarih biliminin konusu içerisine giren
herhangi bir fikir, olay, olgu veya düşüncenin incelenip
yorumlanabilmesi için; incelenecek ve yorumlanacak
materyalin ait olduğu zaman da bilinmelidir. Zamanı belli
olmayan, hangi döneme ait olduğu belirlenmemiş bir olgunun
tarihi açıdan yorumlanması imkansızdır.
• Tarihte hemen bütün eski devletler, dünya imparatorlukları,
umumiyetle kenar bölgelerde kurulmuştur. (Deniz kenarında
veya nehir kenarlarında kurulmuştur.)
• Örnek olarak;
oMısır Medeniyeti Nil Nehri kenarında
oHint Medeniyeti Ganj ve İndus Nehri kenarlarında
oÇin Medeniyeti Sarı Irmak Kenarında
oTürklerin Medeniyeti Orhun ve Selenga Nehirleri
Kenarlarında
oMezopotamya Medeniyeti Fırat ve Dicle nehri kenarlarında
oİyon Medeniyeti Ege Denizine sahili var
oYunan Medeniyeti Ege Denizine sahili var
oFenike Medeniyeti Akdeniz’e sahili var.
Tarihin Özellikleri:
1- Geçmiş olayları inceler.
2- Belgelere dayanmalı ve objektif olunmalıdır.

3- Yer ve zaman belirtilmelidir.
4- Sebep sonuç ilişkisi olmalıdır.
5- İnsanlar tarafından meydana getirilirler.
6- Tarihi olaylar tekrarlanamaz.
7- Deney ve gözlem yapılamaz.
8- Olayın meydana geldiği devrin şartları ve değer yargıları
iyi bilinmelidir.
9- Araştırma mümkün olduğu kadar olayın geçtiği yerde
yapılmalıdır.
❖ Tarihçinin Özellikleri:
1- Tarafsız olmalıdır.
2- Olayın gerçekleştiği şartları ve dönemi iyi bilmelidir.
3- Araştırmayı olayın geçtiği yerde yapmalıdır.
❖ Tarihin Çeşitleri:
1- Hikayeci (Rivayetçi) Tarih: Herodot (Historia) (Herodot:
Tarihin babası)
2- Öğretici (Pragmatik) Tarih: Tukidides (Peleponnes
Savaşı)
3- Araştırıcı (Bilimsel) Tarih: Günümüz Tarih anlayışı.
1-Hikâyeci (Rivayetçi)Tarih Yazıcılığı:
• İlk tarih yazıcılığıdır.
• Bu yazıcılıkta olaylar rivayet olunur ki, denilene bilir ki gibi
anlatım tarzıyla başlar genellikle hikâye ve destanlara
dayandırılır.
• Olaylar aktarılırken yer ve zaman belirtilir ancak olayların
sebep ve sonuçlarına değinilmez.
• Bu yöntemin kurucusu Herodot’tur.
• İlk olarak Eski Yunanda MÖ V. yüzyılda yaşamış olan
Herodotos (Herodot)’un yazdığı Tarih (Historia) bu türün ilk
örneğidir.
• Herodot Historia eserinde Yunan ve komşu ülke tarihlerini
bu yöntemle yazmıştır.
• Bu yöntem XVIII yy. kadar Avrupa ve İslam dünyasında
kullanılmıştır.
2-Öğretici (Pragmatik) Tarih Yazıcılığı:
• Geçmişteki tarihi olaylardan ders çıkartarak topluma fayda
sağlamak-öğüt vermek, milli birlik ve ahlaki değerlere
geliştirmek amaç edinilmiştir.
• Olaylarda genellikle zaferler ve kahramanlar ilgi çekilerek
anlatılmıştır.
• Bu akımın öncüsü Tukidides’dir.
• Bu Tarih yazıcılığı Avrupa ve Türkiye’de XIX yy. kadar
devam etmiştir.
• Büyük yenilgileri takip eden zamanlarda ya da toplumun
fikir yönünden birlik içinde olmadığı dönemlerde bu eserler
ilgi çekmiştir.
• Özellikle Avrupa’da ve Türkiye’de XIX. yüzyıla kadar bu
tarih yazıcılığı devam etmiştir.
3-Araştırmacı Tarih Yazıcılığı:
• Bu yöntem XIX yy. ortalarından itibaren ortaya çıkmıştır.
• Bir tarihi kitap ortaya çıkarılırken olayın yer ve zamanı,
kaynaklara dayandırılması, olayın sebep ve sonuçlarının
araştırılması ve objektiflik ilkesine bağlı kalınması şartlarıyla
hazırlanmış olup daha bilimsel bir yöntemdir.
• Şu an tarihçilerin büyük bir kısmı bu yöntemi
kullanmaktadır.
❖ Tarih Yazıcılığı
• Tarih yazıcılığının ilk örnekleri;
• Hitit yıllıkları (Anallar)

• Köktürk Kitabeleri) Orhun Abideleri
• Rus Kronikleri
• Osmanlı Vakayinameleri
• Osmanlı Tarihçileri:
• Şehnameci, Vakanüvis: Osmanlı tarih yazıcısı
• İlk Osmanlı Vakanüvisi: Naima Efendi, Naima Tarihi
• Diğer Önemli Osmanlı Vakanüvisleri: Cevdet Paşa,
Peçevi, Selaniki, Aşıkpaşazade, Oruçbeyoğlu,
Cumhuriyet Dönemi Tarihçileri:
• M. Altay KÖYMEN
• Fuat KÖPRÜLÜ
• İ. Hami DANİŞMEND
• Ö. Lütfi BARKAN
• Halil İNALCIK
❖ Tarihe Yardımcı Bilimler
• Coğrafya: Yer bilimi
• Arkeoloji: Kazı bilimi
• Etnografya: Öz kültür bilimi
• Paleografa: Yazı bilimi
• Nümizmatik (Meskûkât): Para bilimi
• Sosyoloji: Toplum bilimi
• Kronoloji: Takvim bilimi
• Filoloji: Dil bilimi
• Heraldik: Arma bilimi
• Sigilografya: Mühür bilimi
• Antropoloji: Irk Bilimi
oFiziki Antropoloji: İnsanların ırki özelliklerini araştırır.
oSosyal Antropoloji: İnsanların sosyal ve kültürel
etkinlik/erini inceler.
• Kimya (Karbon14): Yaş bilimi
• Geneoloji: Şecere, soy kütüğü bilimi
• Hukuk: Kanun bilimi
• Onomastik: Yer adları bilimi
• Diplomatik: Devletlerarası antlaşmalar bilimi
TARİH BİLİMİNİN YÖNTEMLERİ
• Bir sonuca ulaşmak amacıyla, bilime, mantığa ve tecrübeye
dayanarak izlenen araştırma şekline yöntem denir.
• Her bilimin kendine uygun bir yöntemi vardır. Fen bilimleri;
gözlemlere, deneylere, laboratuvar ölçümlerine, formüllere,
kural, yasa ve sonuçlara dayalı bir yöntem kullanır.
• Sosyal bir bilim olan tarih ise geçmişte yaşanmış, bitmiş ve
tekrarlanmayan olayları konu edindiğinden deney ye gözlem
gibi yöntemler kullanamaz. Tarihin yöntemi, tarihi olayları
inceleyerek anlamak ve açıklamaktır.
• Uyarı: Tarihi olaylar hakkında doğru bilgi edinmek ancak o
dönemden kalan ve olayı aydınlatmamıza katkıda bulunacak
belge ve bulguların değerlendirilmesi ile mümkündür.
• Tarih biliminin konusu, insanlığın geçmişi hakkında doğru
bilgi elde etmektir.
• Tarihi olaylar ancak belgelere dayalı olarak açıklanır. Belge
bulabilmek içinde Tarihçiler belli bir yöntem ve teknik
kullanırlar.
• Neden -Sonuç ilişkisi Kurmak
• Yer ve zaman göstermek
• Objektif olmak
• Belgelere dayanmak
oBelgelerin incelenmesinde
oTasnif
oTenkit
oTahlil

oTerkip
• Diğer bilimlerden faydalanmak
TARİH ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ
1-Kaynak Arama: (Tarama)
• Tarih hakkında bize bilgi veren, onu doğru anlayabilmemiz
için tanıklık yapan her türlü malzemeye kaynak (belge,
vesika) denir.
• Olayı doğru anlamaya yarayacak her türlü malzeme
kaynaktır.
Kaynaklar kapsadıkları bilginin değerine göre üçe ayrılır:
a. Ana kaynak: Doğrudan doğruya tarihi olayı yaşayan,
gören veya olayın yaşandığı zamanda bulunan yazarların
verdikleri bilgi ve eserlere denir. Hatıralar, seyahatnameler,
kitabeler, paralar, arkeolojik malzemeler ve sanat
eserleri bu tür kaynaklardandır.
b. Birinci elden kaynak: Bilgilerini bir ana kaynağa
dayandırarak veren kişi ve yazılara denir.
c. İkinci elden kaynak: Birinci elden kaynaklardan
yararlanılarak yazılan eserlere denir. Bunlar genelde geçmişte
yazılmış tarih kitaplarıdır.
Kaynaklar bilgi veren kaynağın ve malzemenin cinsine
göre dört bölüme ayrılır:
A- Yazılı kaynaklar: Yazıya geçirilmiş her türlü kitabe,
yıllık, kanunname, biyografi, hatıra arşiv belgesi, para, tuğra
gibi belgelerdir. En güvenilir kaynaktır.
B- Sözlü kaynaklar: Yazıya geçirilmeden halk arasında
söylenerek günümüze gelen destan, atasözü, masal, hikâye
gibi eserler buna örnek verilebilir.
C- Yazısız kaynaklar- kalıntılar: Arkeolojik kazılardan elde
edilen eserler, heykel, mezar taşları, resimler gibi yazısız
eserler bu gruba girer.
D – Çizili, sesli ve görüntülü kaynaklar: Ayrıca günümüz
teknolojisi ile elde edilen sesli plak, cd, vcd gibi
kaynaklarda görüntülü belge olarak kullanılmaktadır.
2-Tasnif (Sınıflandırma):
• Tarihsel verilerin zamana, yere ve konuya göre bölümlere
ayrılarak düzenlenmesine Tasnif denir. Tarihçi çalışmasının
amacına ve konusuna göre bilgi ve verileri istediği şekilde
sınıflandırabilir.
• Tasnif aşamasında “Atatürk’ün Samsun’a Çıkışı” hakkında
bir araştırma yapan tarihçi gerekli kaynaklara ulaştıktan sonra
öncelikle elde ettiği bilgi ve verileri kronolojiyi dikkate alarak
konuya göre sınıflandırır. Böylece araştırdığı konunun planını
oluşturur.
• Ana başlıklar ve içindekiler bölümü ana hatlarıyla ortaya
çıkmış olur:
• “Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan Atatürk’ün Samsun’a
Çıkışına Kadar Meydana Gelen Siyasi Gelişmeler”
• “Atatürk’ün Dokuzuncu Ordu Müfettişliği Görevine
Getirilme Süreci”
• “Atatürk’ün Samsun’a Çıkışı ve Buradaki Çalışmaları” gibi.
3-Tahlil (Çözümleme):
• Elde edilen verilerin kaynak ve bilgi yönünden yeterli olup
olmadığının tespitine Tahlil etme denir. Bu aşamada
eksiklikler tamamlanır, veriler gruplanır. Eldeki veriler
kullanıma hazır ve işe yarar hale getirilir.
4-Tenkit (Eleştiri):

• Kaynakların kullanılmadan önce gerçek veya sahteliğinin
incelenmesi, araştırılmasıdır.
• Kaynakların (belgelerin) eleştirisi dış ve iç tenkit olmak
üzere iki aşamada yapılır.
Dış tenkitte kaynağın yazarı, basıldığı yer ve zamanı gibi
unsurlara bakılarak belge değerinin olup olmadığına karar
verilir.
İç tenkit de ise kaynağın içinde yer alan bilgilerin güvenilir
olup olmadığı üzerinde durulur. Bu eleştirilerin yapılmasından
sonra belge güvenilir bulunulursa araştırmalarda kaynak
olarak kullanılır.
5- Terkip – sentez (birleştirme)
• Terkip, bir araya getirmek, sentez yapmak demektir.
Kaynaklar sınıflandırma, çözümleme ve eleştiri aşamasından
geçtikten sonra çalışmaları birleştirmek, bir araya getirmek ve
sonuca gitmek işlemine Terkip, sentez yapma,
birleştirme denir.
Tarihi Olaylar İncelenirken Uyulması Gereken Kurallar
1. Olaylar, neden-sonuç ilişkisi içerisinde incelenmelidir.
2. Olayın geçtiği yer ve zaman belirtilmelidir.
3. Olayda rolü olan kişilerin katkılarının doğru olarak
değerlendirilebilmesi için olayın geçtiği günün şartları göz
önünde bulundurulmalıdır.
4. Olayın geçtiği yerde araştırma yapılmalıdır.
5. Olaylar objektif olarak değerlendirilmelidir.
Tarih Araştırmalarında Uyulması Gereken Kurallar
• Doğal etkenler (dağlar, denizler, iklim, tabiat olayları),
ruhsal etkenler (üzerinde araştırma yapılan kişi veya
toplumların karakteri), medeni etkenler (toplumun yaşayış
tarzı, kültür seviyesi, ekonomik ve ticari etkenler (toplumların
üretim şekilleri, geçinme şartları, yollar, gemicilik, kervan
ticareti), kültürel etkenler (toplumun bilim, edebiyat, din
anlayışı, devlet yönetim biçimi ve kültür düzeyi) göz önünde
bulundurulmalıdır.
• Olaylar güvenilirliği test edilmiş olan kaynaklara
dayandırılmalıdır.
• Olaylar arasında neden – sonuç ilişkisi kurulmalıdır. Çünkü
bir olayın sonucu diğer olaya neden olmaktadır.
• Olayların açıklanmasında yer ve zaman unsurları
belirtilmelidir. Bir olayın geçtiği yerin bilinmesi, olayın ortaya
çıkmasında ve sonuçlanmasında coğrafi koşulların etkisinin
anlaşılmasını sağlar. Olayın zamanının belirtilmesi ise önceki
ve sonraki olaylarla ilişkilerinin açıklanmasını, günün
koşullarının ortaya konulmasını kolaylaştırır.
• Tarihi olaylarla ilgili kural koymak, genelleme yapmak
mümkün değildir. Her olayın başka olaylarla benzer yönleri
olduğu gibi kendine özgü özellikleri de vardır. Bu nedenle iyi
bilinmeyen bir olay benzer başka bir olayın neden ve sonuçları
açıklanamaz.
• Yeni belgeler bulundukça, bu belgeler ile ilgili tarihi olaylar
yeniden değerlendirilmelidir.
• Tarafsız olmaya özen gösterilmelidir. Kanıtlanabilir ve
nesnel olan bilgilerin kullanılmasına dikkat edilmelidir.
Tarih araştırmalarında tarafsızlığın (Objektifliğin)
sağlanması için,
1-Tarihi gelişmelerin sonuçlarının bütün boyutları ile ortaya
çıkması için olayların üzerinden belli bir süre geçmelidir.
2-Olaylar birçok kaynaktan yararlanılarak incelenmelidir.
3-Olaylar meydana geldiği dönemin koşulları ve değer
yargıları ile değerlendirilmelidir.

4-Araştırmacılar kendi değer yargıları, dinsel ve milli (ulusal)
duygularıyla hareket etmemelidirler.
Tarihin Tasnifi (Sınıflandırılması)
• Var oluşundan günümüze kadar insanlığın yaşadığı tarih bir
bütündür.
• Ancak bu bütünü, bir defada inceleyip öğrenebilmek, ya da
bu bilgilerin tamamını başkalarına öğretebilmek mümkün
değildir. Bu nedenle sınıflandırmalar yapılır.
• Tarihi sınıflandırmamızın nedeni öğrenmeyi, öğretmeyi,
araştırmayı kolaylaştırmaktır.
• Uyarı: Tarihin sınıflandırılması geçmişte yaşanan olayların
incelenmesini ve tarih öğretimini kolaylaştırır.
Tarih; konusuna, yerine (mekân) ve zamanına göre

sınıflandırılmıştır.
1-Mekâna (Yere) Göre Sınıflandırma
• Tarihin, mekâna göre sınıflandırılmasına coğrafi
sınıflandırma da denir. Bu sınıflama belirli bir bölgenin
tarihini incelemek amacıyla yapılır.
• Burada kıtaların, ülkelerin, bölgelerin, şehirlerin hatta
köylerin tarihi söz konusudur. Örnek: Avrupa tarihi, İstanbul
tarihi vb.
2-Konuya Göre Sınıflandırma
• Bu sınıflandırma insan topluluklarının siyasal, ekonomik,
zihinsel, sosyal, dini, sanatsal vb. yönlerini ayrı ayrı inceler.
• Bu sınıflamada öğrenilmek istenen konu ayrıntılarına
inilerek araştırılır.
• Örnek: Uygarlık tarihi, düşünce tarihi, ekonomi tarihi, sanat
tarihi, bilim tarihi vb.
3-Zamana Göre Sınıflandırma
• Tarih, zamana göre yıl, dönem, yüzyıl, çağ gibi bölümlere
ayrılarak sınıflandırılır.
• Bu sınıflandırmada tarih, kronolojik dilimlere ve çağlara
bölünmüştür.
• Örnek: Orta Çağ tarihi, 19. yüzyıl tarihi, Fatih dönemi vb.
❖ Süreklilik: Kesintisiz süren, devamlı.
❖ Kanıt: Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği hakkında fikir
verici belge, delil.
❖ Nesnellik (objektif olma): Gerçekleri olduğu gibi görmek
ve yansıtmak, tarafsız kalmak.
❖ Kaynak (belge): Tarihi bir olayı doğru olarak anlamaya
yarayan her türlü malzeme.

TAKVİM ve ZAMAN

• Tarih biliminde olayların oluş sırasını belirleme ihtiyacı belli
zaman dilimlerinin oluşturulmasında etkili olmuştur.
• Tarihin yüzer yıllık bölümlere ayrılmasıyla yapılan
bölümlenmeye yüzyıl denmiştir.
❖ Çağ:
• Tüm insanlığı etkileyip önemli bir olay ile başlayıp yine
önemli bir olayla biten, siyasi, sosyal, ekonomik yönden
benzerlikler gösteren dönemlere ise çağ denmiştir.
• Dönemler arasında ekonomik, sosyal, kültürel siyasi
farklılıklar vardır.
• Siyasi, sosyal, ekonomik açıdan benzer özellikler taşıyan,
insan yaşamında birçok değişikliklere ve yeniliklere yol açan
önemli bir olayla başlayıp yine önemli bir olayla biten zaman
dilimine çağ denir.
• Taş Çağı, Maden Çağı, İlk Çağ, Orta Çağ, Yeni Çağ, Yakın
Çağ gibi.

❖ Milat:
• Güneş yılı esasına dayalı olarak hazırlanan ve Roma
uygarlığı tarafından son şekli verilen takvimin adıdır.
• Hz. İsa’nın doğumu O (sıfır) başlangıç olarak kabul
edilmiştir. Bu nedenle takvime doğum anlamına gelen milat
adı verilmiştir.
• Milattan sonraki tarihler günümüze yaklaştıkça rakamsal
olarak büyürken, milattan önceki tarihler günümüze
yaklaştıkça küçülmektedir.
❖ Yüzyıl:
• İçinde 99 yıl barındıran asıra verilen isimdir.
• Yüzyıllık süre, asır. Milat başlangıç alınarak 1-100, 101 –
200, 201 – 300 vb. olarak sayılan yüzyıllık dönemlere verilen
genel isim.
Yüzyılı tarihe Çevirme:
• 15 yy – 1=14 1400-1499 yılları kapsar
Tarihi yüzyıla çevirme:
• 1453- 15 yy.
Takvim:
• Olayların oluş sırasını belirleyen çizelgelere takvim
denmiştir.
• İnsan yaşamını kolaylaştırmak için zamanı gösteren en güzel
araçtır.
• Takvim, zamanı yıllara, aylara, haftalara ve günlere ayırma
yöntemidir. Zamanı bilme ve verimli kullanma gerekliliği
takvim gibi önemli bir buluşun ortaya çıkmasına yol açmıştır.
• İnsanlar tarihin akışı içinde zaman ölçüsü olarak çeşitli
takvimler kullanmışlardır. Yaptıkları astronomik gözlemler
sonucunda yıldızların, Ay’ın ve Güneş’in hareketlerine
dayanan takvimler meydana getirilmiş ve geliştirilmiştir.
• Dünyada iki türlü takvim çeşidi vardır. Bunlar Ay yılı ve
Güneş yılı takvimdir.
oAy yılı: Ayın dünya etrafında 12 defa dönemsi sırasında
geçen 354 günlün zaman dilimidir.
oGüneş yılı: Dünyanın Güneş etrafında 1 defa dönmesi
sırasında geçen 365 gün 6 saattir.
• Takvimin kullanılmasında Sümerler ve Mısırlılar öncü
olmuşlardır.
• İlk “Güneş takvimi”ni Mısırlılar oluşturmuştur. Mısırlılar
ise güneş yılını 365 gün olarak kabul ederek 12 aya
bölmüşlerdir. Dünyanın Güneş çevresinde bir kez dönmesi
güneş yılını oluşturur.
• İlk “Ay takvimi”ni ise Sümerler oluşturmuştur. Sümerler,
360 günden ibaret olan ay yılını, 30 günlük 12 aya
bölmüşlerdir. Ay’ın dünya çevresinde 12 kez dönmesi, bir ay
yılını oluşturur.
• Tarihte Türkler, Mısırlılar, Sümerliler, Çinliler, Romalılar ve
Yunanlılar takvim icat etmiştir.
• Bütün takvimlerin başlangıç tarihleri vardır. O başlangıç
tarihler o medeniyetin önemli tarihî olaylar esas alınmıştır.
• İbraniler, MÖ 3761 yaratılış yılını;
• Yunanlılar, ilk olimpiyat oyunlarının yapıldığı MÖ 776;
• Romalılar, Roma şehrinin kuruluşu olan MÖ 753;
• Müslümanlar da Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye
hicret ettiği 622 yıllarını başlangıç olarak kabul etmişlerdir.
• Miladi takvim Hz. İsa’nın doğum tarihi o (sıfır)
TÜRKLERİN KULLANDIĞI TAKVİM ÇEŞİTLERİ
1-12 Hayvanlı Takvim:

• Güneş yılı esaslıdır.
• Her yıla bir hayvan ismi verilir.
• 12 aydan oluşur. 1 yıl 365 gün 5 saat.
• Bu takvimi Çin ve Tibetlilerde kullanmıştır.
• 21 Mart tarihi yılbaşı kabul edilmiştir.
• Yıllar sayı yerine hayvan isimleri ile adlandırılmıştır.

• 1.Sıçan-Fare 2.Ud-Sığır 3.Bars-
Pars 4.Tabışgan-Tavşan 5.Lu-Ejder 6.Ilan-
Yılan 7.Yunt-At 8.Koy-Koyun 9.Biçin-
Maymun 10.Taguk-Tavuk 11.İt-
Köpek 12.Tonguz-Domuz

2- Hicri (Kameri) Takvim:
• Ay yılı esaslıdır.
• İlk kez Hz. Ömer zamanın da kullanılmaya başlanmıştır.
(639)
• Hicret başlangıçlıdır. (622).
• 1 yıl 354 Gün 4 saat gündür.
• Bugün Bayram, mevlitler gibi dini günlerde bu takvimi
kullanmaktayız.
4- Celali Takvim:
• Büyük Selçuklu Devleti’nde Melikşah. (1079-1092)
zamanında ayrıca Harzemşahlar ve Babürler tarafından da
kullanılmıştır.
• Güneş yılı esaslıdır.
• Ömer Hayyam hazırlamıştır.
• İran kökenlidir.
• Başlangıç tarihi Miladi 1079 yılıdır.
• Bu takvimin yılbaşı günü 21 Mart yani nevruz günüdür.
5- Rumi (Mali) Takvim:
• Güneş yılı esaslı bir takvimdir.
• Osmanlılarda IV. Mehmet zamanında (1839) kullanılmaya
başlanmıştır.
• Sadece ekonomik alanda kullanılmıştır.
• Hicret başlangıçlıdır.
• Bu takvim Osmanlı’da hem resmi hem de mali bütün
alanlarda resmen kullanılmaya başlandığında Hicri olarak yıl
1255 idi,
• Miladi yılda 1839’du, bu yüzden Miladi yıl ile Rumi yıl
arasında 584 yıl vardır.
• Rumi yılda Mart ayı yılbaşıdır.
• 1926’da Miladi takvim kabul edilmesine rağmen 1982 yılına
kadar Mali yılbaşı Mart ayı olmuştur.
• Rumi takvimde yıl; Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz,
Ağustos, Eylül, Teşrinievvel, Teşrinisani, Kanunuevvel,
Kanunusani ve Şubat aylarından oluşuyordu.
6- Miladi Takvim:
• 1 Ocak 1926’dan itibaren kullanılmaya başlanmıştır.
• Mısırlılar ve Romalılar geliştirmiştir.
• Hz. İsa’nın doğumu (Milad-0) başlangıç kabul edilmiştir.
• Mısırlılar tarafından güneş yılı esasına göre oluşturulan
takvim Roma Hükümdarı Julius Caesar (Jül Sezar) zamanında
yeniden düzenlenmiş ve “Jülien (Jülyen) takvimi” adıyla
kullanılmaya başlanmıştır.
• Daha sonra Jülien takvimi, 1582 Papa XIII. Gregorious
tarafından yeniden oluşturularak “Gregoryen takvimi” adını
almıştır.
• Zaman içerisinde kullanımı yaygınlaşarak günümüze kadar
ulaşmıştır. Bugün dünya genelinde bu takvim
kullanılmaktadır.

HİCRİ TAKVİMLE MİLADİ TAKVİM ARASINDAKİ

FARKLAR

1)- Hicri Takvim AY yılını, Miladi Takvim GÜNEŞ yılını
esas alır. Bu yüzden ikisi arasında 11 gün fark vardır.
2)- Hicri Takvimde 0 yılı yani başlangıç yılı Peygamberin
Mekke’den Medine’ye göç ettiği yıldır. Miladi Takvimde ise 0
yılı yani başlangıç yılı Hz. İsa’nın doğum yılıdır.
Örnek: 1699 miladi yılı hangi hicri yıla karşılık gelir?
1. 1699-622=1077
2.1077 =33
33
3. 33+1077=1110
Miladi tarihlerin Rumi tarihe çevrilmesi:
Rumi tarih = Miladi tarih – 584
TARİHİN ÇAĞLARA AYRILMASI
TARİH ÖNCESİ DEVİRLER
A- Taş Devri (Taş Çağı (MÖ 600.000 – 5.500))
Üç devre ayrılır:
a-Kabataş: (Eski Taş (Paleolitik) Çağı (MÖ 600.000 –
10.000))
• Araç gereç yapımı yoktur.
• İnsanlar toplayıcılıkla geçinmektedir.
• En ilkel ve en uzun dönemdir.
• Dünyada Paleolitik Döneme ait ilk izlere İspanya’daki
Altamira, Fransa’da Lasque (Laskö) mağaralarında
rastlanmıştır.
• Türkiye’de bu döneme ait kalıntıların bulunduğu yerlere
Antalya’da Karain, Beldibi ve Belbaşı; İstanbul’da
Yarımburgaz mağaraları örnek gösterilebilir.
• Yarımburgaz Mağarası, Türkiye’deki bilinen en eski
yerleşim yeridir.
b-Yontmataş ( Orta Taş (Mezolotik) Çağı (MÖ 10.000 –
8.000))
• Ağaç-gereç yapımı başlamıştır.
• Avcılık başlamış.
• İnsanlar mağaralara çekilmişlerdir.
• Mağara duvarlarındaki resimlere ilk defa rastlanmıştır.
• Devrin sonlarına doğru ateş bulunmuştur.
• Orta Asya’da Mezolotik Çağa ait en eski yerleşim yeri
Güney Tacikistan’daki Kuldara (Ceyhun Nehri’nin yukarı
kısmı) bölgesidir.
• Türkiye’de bu dönemi aydınlatan merkezlerden bazıları
Adıyaman Palanlı Mağaraları, Antalya Beldibi, Ankara
Macunçay, Göller yöresi Baradiz, Samsun Tekkeköy
mağaralarıdır.
c- Cilalıtaş: (Yeni Taş (Neolitik) Çağı (MÖ 8000 – 5500))
• Topraktan araç-gereç yapımı başlamış seramik sanatının
temeli atılmıştır
• Üreticilikle birlikte yerleşik hayat başlamıştır.
• Tarım ve yerleşik hayat (köy) başladı.
• Hayvanlar evcilleştirilmiştir.
• Bitki liflerinden elbiseler yapılmış.
• Ticaretin temelleri atılmıştır.
• Yeni Taş Çağına önce Ön Asya’da (Mezopotamya, Anadolu,
İran, Suriye) girilmiştir.
• Türkiye’nin bu döneme ait yerleşim merkezleri: Diyarbakır
Çayönü, Konya Çatalhöyük, Burdur Hacılar, Gaziantep
Sakçagözü

• Diyarbakır-Çayönü Türkiye’de ve Güneydoğu Avrupa’da
Yeni Taş Çağında kurulan ilk köy yerleşim yeri,
• Konya- Çatalhöyük ise insanlık tarihinin ilk şehir
yerleşmesi olarak kabul edilmektedir.
• Menhir: Bir çizgi veya daire oluşturacak şekilde dizilmiş
4m. yüksekliğinde dikili taşlardan oluşan anıtlardır.
• Dolmen: Üzerine yassı büyük bir taşın konulduğu yan yana
sıralanmış taşlardan oluşan anıtlardır.
• Not: Cilalıtaş ile Bakır Dönemi arasındaki geçiş dönemine
Kalkolitik Dönem denir.
B- Maden Devri:
Üç devre ayrılır:
a. Bakır (Kalkolitik) Dönemi:
• İnsanlığın ilk kullandığı maden bakırdır.
• Bakırın kullanılması ile maden devri başlamıştır.
• Türkiye’de bu döneme ait merkezler arasında Çorum
Alacahöyük, Denizli Beycesultan, Çanakkale Kumtepe ve
Truva, Samsun İkiztepe gibi yerleşim yerleri bulunmaktadır.
b. Tunç (Bakır-Kalay= Bronz(Tunç)) Dönemi:
• İnsanlar bakır ve kalayı karıştırıp tunç elde etmişlerdir.
• Devlet düşüncesi ortaya çıktı.
• İlk site devletleri, arkasından büyük devletler kuruldu.
• Türkiye’de bu dönemi aydınlatan en önemli merkezler
arasında Ankara’da Ahlatlıbel, Kayseri’de Kültepe yer
almaktadır.
c.Demir Dönemi:
• Devrin sonlarına doğru yazı bulunmuştur.
• Türkiye’nin bu döneme ait yerleşim merkezleri: Çanakkale
Truva, Denizli Beycesultan, Kayseri Kültepe, Van Tilkitepe,
Burdur Hacılar, Yozgat Alişar ve Çorum Alacahöyük.
• Hacılar Höyüğü’nün etrafı duvarlarla çevrilidir. Bu duvar,
düşman tehlikesine karşı yapılan surların ilk örneklerindendir.
Tarih Öncesi Devirlerin Özellikleri:
1- Tarih öncesi dönemlerin devirlere ayrılmasında, kullanılan
araç ve gereçlere dikkat edilir.
2- Tarih öncesi dönemlere Karanlık Dönemlerde denir.
3- Devirler tüm toplumlarda aynı anda yaşanmamıştır.
4- Her toplum bütün devirleri sırasıyla yaşamamıştır.
5- İnsanların ihtiyaçları icatları ortaya çıkarmıştır.
TARİHİ ÇAĞLAR
1- İlkçağ (MÖ 3000 – MS 375)
Başlangıç: Yazının bulunması
Bitiş: Kavimler Göçü
Çağlar içerisinde en uzun olanıdır.
2- Ortaçağ ( MS 375 – 1453)
Başlangıç: Kavimler Göçü
Bitiş: İstanbul’un Fethi
3- Yeniçağ (1453 – 1789 )
Başlangıç: İstanbul’un Fethi
Bitiş: Fransız İhtilali
4- Yakınçağ ( 1789 – ? )
Başlangıç: Fransız İhtilali
Bitiş: Günümüzde hala devam ediyor.
Tarihi Çağları Özellikleri

1. Yazının bulunuşundan günümüze kadar geçen süreyi
kapsar.
2. Tarih, öğrenmeyi ve araştırmayı kolaylaştırmak içindir
çağlara ayrılmıştır.
3. Önemli toplumsal olaylar çağ başlangıcı olarak kabul
edilmektedir.
4. Bütün devirler tüm toplumlarda aynı anda yaşanmamıştır.
İLK ÇAĞ MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI
❖ Mezopotamya:
• Fırat ve Dicle nehirleri arasında kalan bölgeye tarihte
Mezopotamya denir.
• Mezopotamya Aşağı ve Yukarı Mezopotamya diye iki
kısma ayrılır.
oAşağı Mezopotamya tarıma,
oYukarı Mezopotamya ise hayvancılığa elverişlidir.
❖ Mezopotamya’nın;
• Göç yolları üzerinde bulunması
• Verimli topraklarının olması
• Elverişli iklime sahip olması
• Sulama olanaklarının bol olması
oBurada birçok uygarlığın kurulmasına neden olmuştur.
❖ Mezopotamya’da taş bulunmadığı için mimari eserler
kerpiç veya tuğladan yapılmıştır
❖ Mezopotamya medeniyeti Mısır, Anadolu ve
Yunan medeniyetlerinin temel kaynağı olmuştur.
❖ Mezopotamya Uygarlıkları (ASABE)
• Sümerler
• Asurlular
• Akadlar
• Babilliler
• Elamlılar
Sümerler (MÖ 4000 – MÖ 2350)
• Mezopotamya’da ilk uygarlık.
• Mezopotamya’da ilk şehir (site) devletlerini Sümerler
kurmuşlardır.
• En önemlileri Ur, Uruk, Kiş, Lagaş olan bu şehir
devletlerine “site” adı verilmiştir.
• Bu devletlerarasında siyasi ve ekonomik nedenlerle sık sık
savaşlar yapılmıştır.
• Siteler, etrafı surlarla çevrili, “ziggurat” adı verilen tapınak
ve onun etrafındaki evlerden meydana gelmiştir.
• Sitelerin başlarında Patesi (Ensi – Rahip Krallar) adı
verilen krallar bulunur ve Tanrı adına ülkeyi yönettiklerini
iddia ederlerdi.
• Patesi çevresindeki sitelere hâkim olursa “Lugal” Sümer
ülkesine hâkim olursa “Lugal Kalma” unvanını alırdı.
• Devlet yönetiminde krala yardımcı olan danışma meclisleri
(Aksakallılar Meclisi) de bulunurdu.
• Aynı zamanda Sümer kralları, dinî törenleri idare eder,
savaş sırasında ordunun başında bulunur ve hukuki yetkileri
elinde toplardı.
• Kraliçe devlet işlerinde oldukça etkiliydi.
• Sümer Devleti’nde krallar ve rahipler en üst sınıfı
oluşturur.
• Halk ise hürler ve köleler olmak üzere sosyal sınıflara
ayrılmıştı.
• Sümerlerde köleler haricinde her erkek asker sayılmış, ordu
yaya ve savaş arabalı süvarilerden (arabalı askeri birlik)
oluşmuştur.

• Çok tanrılı bir inanca sahip Sümerler ölümden sonraki
yaşama inanmamışlardır.
• Gılgamış, Yaratılış, Tufan gibi dini nitelikli destanları
vardır.
• Sümerler, ev ve tapınaklarını ateşte pişirilmiş kerpiç ve
tuğlalardan yapmışlardır.
• Kerpiçten ev ve heykeller yapmışlardır. Günümüze kalan
evleri yok.
• Mimaride sütun, kubbe, kemer tarzını kullanmışlardır.
• Oymacılık, kuyumculuk, heykel vb. sanat dallarıyla
ilgilenmişlerdir.
• Sümerler kara sabanı kullanarak ve Sulama kanalları ile
barajlar inşa ederek tarımın gelişmesini sağlamışlardır.
• Sümerler, astronomi alanında gelişmiştir.
• Ay Takvimi ve burçları bulmuşlardır. (Ay Takvimi: 1 yıl; 12
ay, 360 gün)
• Ayrıca matematik ve geometride gelişme göstererek dört
işlemi kullanmışlar, bölme ve çarpma cetvelleri hazırlamışlar,
yüzey ve hacim ölçmeyi gerçekleştirmişler, daireyi 360
dereceye bölmüşlerdir.
• Ziggurat denilen çok katlı, çok amaçlı tapınakları vardır.
Eğitim, Tapınak, Depo, Rasathane olarak kullanılırdı.
• Çivi yazısı ilk yazısı Sümerlere aittir. M.Ö. 3000 yılında çivi
yazısını bulmuş ve tarihi çağları başlatmışlardır.
• Tarih çağlarına geçen ilk kavim.
• Urgakina kanunları tarihte bilinen ilk yazılı kanunlardır.
(Bilinen ilk hukuk devleti Sümerler). MÖ 2375
• Kanunlar hafiftir ve fidye esası vardır.
• Taş olmadığı için kalıcı mimari eserleri yoktur.
• Elamlıların saldırıları sonucu yıkıldılar.
ZİGGURATTAN YAZIYA

• Ziggurat, Mezopotamya ve çevresinde piramitlere benzeyen
bir çeşit tapınaktır. Bu özelliğinin yanında çok fonksiyonlu
olması kültürel gelişmelere de öncülük etmesini sağlamıştır.
Bu kültürel gelişmelerden biri de yazının icadıdır.
• Sümerlerde tapınaklara teslim edilen tarım ürünleri, satılan
ve satın alınan her türlü ticari mal, rahipler tarafından kil
tabletler üzerine resimler ve işaretlerle kaydedilmiştir.
Zamanla bu resim ve işaretlerin heceye dönüşmesiyle yazı
ortaya çıkmıştır.
• Zigguratlar tahıl ambarı, gözlemevi gibi işlevleri yanında ilk
dönemlerde Sümerlerde okul olarak kullanılmıştır. Okullarda
eğitim ilk olarak tapınak ve sarayın yazmanlarını yetiştirmek
için yapılmıştır. Bu okullarda, matematik, botanik, zooloji ve
coğrafya gibi konularda dersler verilmiştir.
• Eğitimin yaygınlaşması ve gelişmesiyle okullar bilim ve
kültür merkezi hâline gelmiştir. Okullar zamanla dinden
bağımsız bir kurum olmuştur.
• Okullarda varlıklı ailelerin erkek çocukları eğitim almıştır.
• Fakir aileler eğitim masraflarını karşılayamadığından
çocuklarını okullara gönderememiştir.
• Sıkı bir disiplin anlayışının olduğu okullarda tam gün eğitim
yapılmıştır.
Elamlar (MÖ 3000 – MÖ 640)
• Mezopotamya bölgesinin dışında; Mezopotamya’nın
güneydoğusunda Sümer ülkesinin doğusunda yaşamışlardır.
• Tarımsal topraklara sahip olmak için, Sümerlere son veren
Elamlar, ilk dönemlerinde şehir devletleri şeklinde
örgütlenmişlerdir.
• MÖ 3000 yıllarında Sus sitesi prensi, diğer siteleri de
egemenliği altına alarak krallığını merkez Sus olmak üzere
Elam Krallığı’nı kurmuştur.

Ömer YALÇIN Tarih Öğretmeni YKS Tarih Konu Anlatımı

Ömer YALÇIN Tarih Öğretmeni YKS Tarih Konu Anlatımı 8 / 169
• Elamlar madencilik, çömlek yapımı ve seramik sanatında
ilerlemişlerdir.
• Elamlar çivi yazısını kullanmışlardır.
• Elamlara Asurlular son vermiştir.
Asurlular (MÖ 2000 – MÖ 609)
• Asya kökenli kavimlerle Arabistan kökenli Samilerin
karışımından oluşan Asurlular, Yukarı Mezopotamya’da
yaşamışlardır.
• Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Suriye, Filistin ve
Mezopotamya’da egemen oldular.
• Yaşadıkları topraklar tarıma elverişli olmadığı için
hayvancılık ve ticaret ile uğraşmışlardır.
• Askerî güce dayalı bir imparatorluk kurmuşlardır.
• Başkentleri Ninova olan Asurlular, Anadolu’da Kayseri
Kültepe, Yozgat Alişar ve Çorum Boğazköy’de ticaret
kolonileri kurmuşlardır.
• Bu koloniler aracılığıyla çivi yazısını Anadolu’ya
taşımışlardır. Kolonilerden en önemlisi ve Anadolu’daki ilk
yazılı kaynaklar, Asur tüccarlarının bıraktıkları, Kayseri,
Kültepe’de Kaneş/Karum’da bulunan kil tabletleridir.
• Ticareti canlandırmak amacıyla Lidyalıların açtığı Sard’dan
başlayıp Ninova’ya kadar uzanan Kral Yolu’nu
kullanmışlardır.
• Asurlular, Mezopotamya’da kurulan diğer devletlerde
olduğu gibi Sümer çivi yazısı kullanmışlardır.
• Asurlular, tarihte bilinen ilk kütüphaneyi Ninova’da
kurmuşlardır.
• Heykeltıraşlıkta önemli gelişmeler gösteren Asurlular’ın
kabartmaları ünlüdür.
Akadlar (MÖ 2350 – MÖ 2100)
• Sami kökenli Akadlar, MÖ 4000’de Arap Yarımadasından
gelerek Orta Mezopotamya’ya yerleşmişlerdir.
• Kral Sargon döneminde devlet hâline gelmişler; kısa
sürede Mezopotamya’ya hâkim olmuşlardır.
• Başkentleri Agade şehridir.
• İlk düzenli ordu sistemini meydana getiren Akadlar, tarihte
bilinen ilk imparatorluğu kurmuşlardır.
• Sümer kültüründen etkilenen Akadlar, onlar gibi çok tanrılı
bir inanca sahiptiler; kurdukları imparatorluk sayesinde Sümer
kültürünü Ön Asya’ya yaymışlardır.
• Merkezi otoritenin geliştirilememesi, iç isyanlar ve dış
saldırılar sonucu yıkıldılar.
• Akadlar, MÖ 2100 yıllarında Sümerler tarafından ortadan
kaldırılmıştır.
Babiller (Amurrular) (MÖ 2100 – MÖ 539)
• Samilerin bir kolu olan Amurrular tarafından kurulmuştur.
• Başkenti Babil’dir.
• I. Babil Devleti’nin Hititler tarafından yıkıldı. Hititlerin
yıkılmasından sonra Asur egemenliğine girdiler.
• Medlerle ittifak yaparak Asurluları yıktılar.
• MÖ 612’de II. Babil Devleti kurulmuş.
• Dönemin en güçlü kralı Nabukadnezar’dır.
• II. Babil Devleti MÖ 539 yılında Persler tarafından ortadan
kaldırılmıştır.
• I.Babil Devleti’nin en güçlü Kralı Hammurabi dine dayalı
devlet anlayışı yerine, gücünü ordudan alan mutlak krallık
anlayışını getirmiştir.
• Hammurabi, ceza, mülkiyet, ticaret alanlarında döneminin
en gelişmiş kanunlarını yapmıştır. Yasalarında kısas özelliği
vardır.

• Babiller, Sümerlerin etkisi altında kalmışlar, tapınaklarına
ziggurat adını vermişlerdir.
• Babiller, tıp ve astronomi alanında ilerlemişlerdir.
• Başlıca geçim kaynakları tarım ve ticarettir.
• Mimari açıdan Mezopotamya’nın en gelişmiş uygarlığı
Babillerdir. Babil’in Asma Bahçeleri bu alandaki en güzel
örnektir.
• Persler tarafından yıkıldılar.
BABİL’İN ASMA BAHÇELERİ
• Bir efsaneye göre, Babil’in Asma Bahçeleri, II. Babil
Devleti’nin kurucusu Kral Nabukadnezar tarafından
yaptırılmıştır.
• Nabukadnezar Amyitis isimli bir prensesle evlenir. Dağlık
ve yeşil bir ülkeden gelen Amyitis Mezopotamya’nın farklı
coğrafi yapısına ve iklimine alışamaz. Sıla hasreti çeken eşini
memnun etmek isteyen Nabukadnezar, onun memleketinin bir
benzerini yapmaya karar vererek yapay dağlar, içinde sular
akan yemyeşil bahçeler yaptırır.
• Bir piramit oluşturacak biçimde taraçalar hâlinde yükselen
bu bahçeler, 80 km uzunlukta,100 m yükseklikte ve 30 m
genişliktedir.
• Fırat’tan getirilen sularla yeşillendirilen taraçalara dünyanın
dört bir yanından getirilmiş ağaç ve çiçekler dikilir. Güzellik
ve ihtişamlarıyla görenleri hayrete düşüren bu bitkiler asıl
yapıyı saklayarak uzaktan bakıldığında sadece havada asılı
gibi duran bahçeler görüntüsü verir.
MEZOPOTAMYA’DA HUKUK
• Sümerlerde ilk kanuni düzenleme Urgakina tarafından MÖ
2750’de yapılmıştır.
• Urgakina, kitabelerde kölelik devrine son vermek; dulları,
öksüzleri ve diğer güçsüzleri koruyacak bir düzen kurmak için
kanunlar koyduğunu söylemiştir. Onun koyduğu kanunların
bir maddesinde rızası alınmayan köylüye ait hayvanın, bir bey
tarafından satın alınamayacağına dikkat çekilmiştir.
• Urgakina’dan sonra Sümerlerde Kral Urnamu bazı hukuki
düzenlemeler yapmıştır.
• Onun yaptığı düzenlemelere göre;
• Bir adam, bir adamın ayağına bir aletle vurur ve ayağını
kırarsa 10 şegel gümüş verir.
• Bir adam, bir adamı silahla vurup kemiğini kırarsa bir mana
gümüş verir.
• Bir adam, bir adama bir aletle vurup burnunu koparırsa bir
mana gümüşün üçte ikisini verir.
• Babil Kralı Hammurabi, Sümerlerin eski kanunlarından
yararlanarak yeni kanunlar hazırlamıştır. Büyük bir taş üzerine
yazılmış olan bu kanunlar, mülkiyet, ticaret ve ceza gibi
konulara değinmiştir.
• Hammurabitarafından hazırlanan kanundaki esaslardan
bazıları şunlardır:
oBirisini suçlayan ispata mecburdur. İspat edemezse ölüm
cezasına çarptırılır.
oBir tapınakta veya hükümdar hazine-sinde hırsızlık yapanın
cezası idamdır.
oBir hırsız duvar delerek bir eve girmişse idam edilerek açtığı
deliğin önüne gömülür.
oBabasını döven evladın iki eli kesilir.
oBir adamın gözünü çıkaranın gözü çıkarılır.
• Mezopotamya’nın diğer sakinlerinden olan Asurlular da
Hammurabi Kanunları’ndan faydalanmışlardır. Yalnız Asur
kanunlarında cezalar daha şiddetlidir.
MISIR MEDENİYETİ

• Mısır Medeniyeti, Afrika’nın kuzey doğusunda Nil Nehri
havzasında kurulmuştur. Mısır’ın kuzeyine aşağı güneyine
yukarı Mısır denilmiştir. Bunun temel nedeni Nil’in akış
yönüdür.
• Mısır’ın etrafı doğal savunma sınırlarıyla çevrili
olduğundan, diğer medeniyetlerden fazla etkilenmeyerek,
kendine özgü bir uygarlık oluşturdular. Bu yüzden tarih öncesi
dönemleri sırasıyla yaşayan tek toplumdur.
• Mısır’ın siyasi tarihi üçe ayrılmaktadır.
oEski Mısır
oOrta Mısır
oYeni Mısır
• Önceleri Nom (veya Nomos) denilen şehir devletleri vardır.
• Sonraları merkezi krallık gerçekleşmiştir. Dünya tarihinde
ilk merkezi devlettir.
• Ülkenin başında (Kral Menes’le birlikte) Firavunlar (Tanrı
Kral) bulunur ve yetkileri sınırsızdı.
• Firavunlar Tanrı- Kral özelliği gösterirler. Bu
özelliklerinden dolayı hukuk sistemi gelişmemiştir.
• Siyasi yapı Teokratik Monarşi’dir.
• Yukarı Mısır’ın kralı Menes, İ.Ö. 2850 yılında Aşağı
Mısır’ı da fethederek bütün Mısır’ın kralı oldu. Yukarı Mısır
krallığının sınırları bugünkü Assuvan bölgesinden Kahire’ye,
Nil’in deltasına kadar uzanıyordu.Yukarı Mısır Kralı
Menes‘in koni biçiminde beyaz bir tahtı vardı. Aşağı Mısır
krallarının tahtı ise kırmızı idi ve bir sandalyeye benziyordu.
• Değişik hanedanlar yönetime hâkimdir.
• İlk vezirlik (kâtip) sistemi Mısırlılar’da görülür.
• Ülke yönetiminde Firavun’a Vezir, Asiller, Askerler ve
Katipler yardımcı olmuştur.
• Çok tanrılı dinler görülür. En büyük tanrı güneş tanrısıdır.
(Ra)

• Ahiret inancı kuvvetlidir. Bu nedenle mumyacılık ve anıt-
mezar (piramit) yapımı gelişmiştir.

• Mezarları oda biçiminde yaptılar ve içine eşyalar koydular.
• Firavunlar için Piramitler yaptılar.
• Labirent denilen Halk mezarları var.
• Tıp, eczacılık, kimya, matematik, geometri, takvim,
hiyeroglif (resim yazısı) gelişmiştir.
• Hiyeroglif (Resim) yazısını kullandılar.
• Papirüs kağıdını yaptılar.
• Güneş takvimini hazırladılar. (Nilin taşma zamanını
önceden bilmek için.)
• Ondalık sayıları ve Pi sayısını, dört işlemleri kullandılar.
• Sfenks (İnsan başlı aslan gövdeli heykel) yaptılar.
• Halk sosyal sınıflara ayrılmıştır. Aralarında hukuki eşitlik
yoktur.
• Vergiler tarıma ürünlerinden oluşmuştur.
• M.Ö. 1280’de Hititler ile yaptıkları ve Suriye’yi paylaştıkları
“Kadeş Antlaşması” bilinen ilk dostluk ve ittifak, aynı
zamanda ilk yazılı antlaşmadır.
• En önemli mimari eserleri Piramitlerdir.
• Özellikle; Keops ve Neferti. “Lüksor, Karnak” tapınakları
da Mısır’ın önemli sanat eserlerindendir.
• İstanbul’da Sultanahmet Meydanı’nda bulunan Dikilitaş
M.Ö. 14. y.y.’da Mısır kralı III. Tutamis zamanında
yaptırılmış. Bizans İmparator’u Teodosyus zamanında
dikilmiştir.

İRAN MEDENİYETİ
• İran’da ilk Partlar, sonra Medler yaşamıştır.
• İran Uygarlığı’nın temsilcileri Med (MÖ 7.yy-MÖ 550) ve
Persler (MÖ 550-MÖ 330) bu kavimleri oluşturur.
• Medler, Keyeksar döneminde bağımsız oldular.

• Kiyrus, Medleri yıkarak Pers Devletini kurdu. (MÖ 550)
• Ön Asya ticaretine kısa sürede hâkim olan Persler
sınırlarını Balkanlara kadar genişletti.
• Çok büyük bir imparatorluk kurmuşlardır. (İndus
Nehri’nden Ege Denizi’ne, Kafkaslar’dan Basra Körfezi’ne
kadar)
• İran, Anadolu, Suriye ve Mısr’a egemen oldular. İlkçağın
en büyük imparatorluğu oldular.
• MÖV. yy da Yunanlılar ile yaptıkları Pers Savaşları
ünlüdür.
• Persler, Mutlakiyetle yönetilmişlerdir. Pers Kralının
yetkileri sınırsızdı.
• Persler’de ülke I. Darius döneminden itibaren sartaplığa
(illere, eyaletlere) ayrılmış ve her ile satrap adında bir askeri
vali atanmıştır.
• Eyaletleri sürekli denetleyen yüksek rütbeli kişilere
“müfettiş- şah gözü” denirdi.
• Persler döneminde düzenli ilk posta teşkilatı ve istihbarat
örgütü İran’da kuruldu.
• Sanatta Pers Uslubunu oluşturdular.
• Kabartmacılığa önem verdiler.
• Kayaları oyarak mezarlar yaptılar.
• İnsan yüzlü, boğa vücutlu sfenksler yaptılar.

• İran’da Zerdüş tarafından kurulan Mecusilik (Zerdüştlük-
ateşperest) Dini yaygındı. Mecusilik’te iyilik tanrısına Ahura

Mazda (Hürmüz), kötülük tanrısına Ehrimen denilmekteydi.
• Mecusiler ateşe tapar ve ateşgede denilen yerlerde tanrıları
için sürekli ateş yakarlardı.
• Pers ordusu halktan toplanan daimî ordu birlikleriydi.
• Zırhlı olan askerler, ok, yay, kama, mızrak ve kalkanla
donatılmışlardı.
• Eski İran sanatının en önemli ürünleri, krallar adına yapılan
büyük saraylar ve türbelerdir.
• Merkez Persepolis’teki saray ve 1. Daryus’a ait Zafer
Kabartması önemlidir.
• Tarım, ticaret ve hayvancılıkla ilgilenen İranlılar Ege’den
İran’a kadar uzanan kral yolunu onararak ticareti
geliştirmişlerdir. (Ticaret yolları üzerinde oldukları için)
• Pers Devleti’ne M.Ö 330′da Makedonya Kralı Büyük
İskender son verdi.
Aşkâniyân (Partlar (Parthlar) İmparatorluğu) MÖ 247 –

MS 224

• Hazar Denizi’nin güneybatısında (Parth Ülkesi) yerleşmiş,
İran kökenli yarı göçebe halk. İ.Ö. 250’ye doğru, bağımsız bir
imparatorluk kurdular.
• I. Mitridates döneminde, egemenlikleri İran ve Babil’e kadar
genişledi. II. Orodes (Orod) dönemindeyse, Part orduları
Romalıları Harran’da büyük bir yenilgiye uğrattılar (İ.Ö. 53).
• Daha sonra Suriye ve Filistin’e kadar ilerleyen Partlar, İ.Ö.
20’de, Romalılar ile Fırat’ın sınır olarak kabul edildiği bir
antlaşma yaptılar.
• Ancak, Romalılar ile Partlar arasındaki anlaşmazlık,
Ermenistan bölgesine egemen olma konusunda sürdü. İ.S. 63
yılında Ermenistan, Roma egemenliğine geçti.
• Daha sonra, Romalı General Trajanus, Mezopotamya’yı ve
Asur’u da işgal etti.
• Septimus Severus döneminde ise, Partların başkenti
Ktesiphon, Romalılar tarafından yağmalandı. Son Part Kralı
IV. Artaban, İran Sasani hanedanının kurucusu Ardaşir
tarafından bir ayaklanma sırasında öldürüldü (224).
• Artaban daha sonra başkent Ktesiphon’a yerleşti ve böylece
Part İmparatorluğu son bulmuş oldu.

• Partlar, savaşçı bir halk olarak bilinirlerdi. Ülkenin yönetimi,
savaşçı bir aristokrasinin elindeydi
SASANİ İMPARATORLUĞU (224-651)
• İran’a hâkim bulunan Part Devleti (M. Ö. 247-M.S. 224)
zayıflayınca, devlete bağlı hanedanlardan olan Sasan’ın oğlu
Babek bağımsızlığını ilan ederek Sasaniler Devleti’ni kurdu.
• Sasaniler zamanla güçlenerek Suriye ve Yemen’e kadar
yayıldılar.
• Batı Göktürk Hakanı İstemi Han (Yabgu) ile anlaşarak
Akhun Devleti’ni ortadan kaldırdılar ve topraklarını
paylaştılar.
• Hint ticaret yolu için Göktürklerle savaştılar. Bir taraftan da
Bizans ile mücadeleye giriştiler.
• Bizans-Göktürk ittifakı sonucu zayıfladılar.
• Hz. Ömer zamanında Kadisiye (636), Celula (637),
Nihavend (642) savaşlarını Müslüman Araplar kazandı ve
Sasani Devleti yıkıldı. (651).
• Sasani Devleti Pers ve Hellen kültürünü yaşatmıştır.
• Dinleri olan Zerdüştçülüğe İslamiyetin yayılmasına kadar
bağlı kaldılar.

HİNT UYGARLIĞI
• Hindistan güneydoğu Asya’da bir yarımadadır.
• Zengin ve verimli topraklara sahiptir.
• Hindistan’da ilk şehirler İndus Vadisi’nde kurulmuştur.
• Hindistan’da ilk uygarlıklar İndus nehri kıyısında ortaya
çıkmıştır. (MÖ 4000)
• Coğrafi konumu, zengin topraklara sahip olması ve iklimin
etkisiyle sık sık dışarıdan istilalara uğramıştır. Farklı
uygaralıklar egemen olmuşlardır. Bu nedenle tarih boyunca
siyasi birlik oluşamamıştır.
• Siyasi birliğin olmamasıyla birlikte din, dil ve ırk birliği de
oluşmamıştır. Bu durumun oluşmasında en önemli etken kast
örgütüdür.
• M.Ö.1500’lerde Ari kavimler Hindistan’a gelmişlerdir.
• M.Ö.1200’lerde Ari kavimler Hindistan’ı istila ederek
egemenliklerini kurmak için “Kast” denilen sosyal bir
yapılaşmayı oluşturmuşlardır.
• Yerlilerin “Jati” dedikleri ve meslek örgütü olarak
biçimlenen bu örgütte 4 ana sınıf vardır:
• Brahmanlar: Tanrısal güçlerinin olduğuna inanılan din
adamlarıdır. Topluma liderlik yapmışlardır. Din adamları.
• Kşatriyalar: Askerler, komutanlar ve yöneticilerin
oluşturduğu sınıftır. Soylular, askerler.
• Vaysiyalar: Çiftçi, tüccar ve zanaatkarlar.
• Südralar: Sanatkârlar, İşçiler, köylüler
• Bunlardan başka Kast dışında kalan ve toplumun en alt
kısmını oluşturup hiçbir hakları olmayan “Parya(köle)”lar da
bir sınıf oluşturmuşlardır.
• Kast örgütü, ekonomik ve sosyal hayatta örf ve hukukça
birbirinden ayrılmış ve birbirine kapalı, meslekleri ve sosyal
statüleri babadan oğla geçen ve aynı toplumsal değerlere
bağlı olan sınıflar topluluğudur.
• Sınıflar arasında kesinlikle geçiş yoktur. Herkes kendi sınıfı
içinde evlenir ve kendi sınıfının mesleğini yürütür. İslamiyetin
Hindistan’da yayılmasıyla birlikte sarsıntıya uğramışsa da
varlığını sürdürmüştür.
• Yaygın din Hinduizm dir. Kutsal metinleri Vedalardır.
• İlk inançları Veda dinidir. Bu din önceleri sözlü olarak
yaşatılmış, sonra da Veda denilen kitaplara aktarılmıştır.
Vedalar “Kutsal Bilgi” anlamında olup Deva (Gökten nur
saçan tanrı) adlı tanrılara ateş yakarak ve kurban keserek
taparlardı.

• Brahmanizm; Brahman denilen rahiplerin Veda dinine yeni
fikirler ve yorumlar katmasıyla oluşmuştur.
• Budizm; Kşadriya (soylu) sınıfına mensup olan Buda,
zengin ve soylu olmasına rağmen, Hindistan’daki sosyal
sorunlara ve eşitsizliklere karşı açıkladığı fikirlerden
oluşmuştur. Ancak Brahmanların karşı çıkması nedeniyle
yayılamamış, Çin ve Uzakdoğu ülkelerinde taraftar bulmuştur.
• Konfüçyüslük, Taoizm ve Maniheizm dinleri de vardır.
• Gazneli Mahmut Hindistan’a 17 sefer yaparak İslam’ın
yayılmasını sağladı.
• Hindistan Baharat yolunun merkezidir.
• Sanskritçe ve İndus yazısını kullanmışlardır.
ÇİN UYGARLIĞI

• Çin uygarlığının oluşumunda Çin Kültürünün yanında Türk,
Moğol ve Tibet kültürleri de etkili olmuştur.
• Tarih boyunca çeşitli hanedanlar tarafından yönetilen Çin,
MÖ 3. Yy’dan itibaren siyasi birliğini tamamlayarak güçlü bir
imparatorluk olmuştur.
• Çin ordusu yaya ve arabalı askerlerden oluşurken Türklerle
temas edildikten sonra atlı askerler de ordu içinde görev
almışlardır.
• Barut, pusula, kâğıt, dümen, ipek, mürekkep ilk defa bu
uygarlık tarafından kullanılmıştır. Bu durum Çin uygarlığının
dünya medeniyetine katkıda bulunduğunu gösterir.
• Ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayanan Çin, İpek
Yolu aracılığı ile de Avrupa içlerine kadar ticari faaliyetlerde
bulunmuşlardır.
• Çok tanrı inanışının olduğu Çin’de Taoizm, Budizm ve
Konfüçyüsçülük en yaygın dinlerdir.
• Çin’de iki türlü mimari gelişmiştir.
• Askeri mimari; Türk akınlarından korunmak için Çin
Seddini inşa etmişlerdir.
• Dini mimariye Budist tapınakları örnektir.
• Çinicilik, porselen, seramik, resim, heykelcilik gibi
sanatlar gelişmiştir.
• Çin’de tarih yazıcılığı da gelişmiştir. Türkler hakkında ilk
bilgilerimizi Çin kaynaklarından almaktayız.

BAĞLANTIYA Tıklayabilirsiniz.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu