ModaSağlık

Akupunktur ile Kilo Vermek Mümkün mü 2022

Diyetin içeriğinde her şey var mı? Yoksa sadece ‘helal gıda’ adı verilen yiyeceklerden mi oluşuyor?

Bugün ‘diyet’, şişman veya obez kişilerin uyması gereken bir öneri paketi veya yiyecek-içecek listesi gibi algılanıyor. Oysa diyet bir yaşam biçimidir. Doğru ve sağlıklı beslenmedir. Bu nedenle yalnızca helal ve temiz gıdaları anlatmakla kalmıyor, bir yaşam biçimi inşa etmeye çalışıyoruz.
Müslüman diyetinin en önemli özelliği nedir acaba?
Az ve öz yeme üzerine kurulu. Azdan kasıt nefse hâkim olmak, zevk için yememek, ihtiyaç kadar yemek, olayı hedonist bir ritüele dönüştürmemek. Özden kasıtsa temiz, sağlıklı, fıtratıyla oynanmamış, endüstrinin eline düşmemiş hakiki gıdalarla beslenmek. Bu aynı zamanda Hz. Muhammed’in de beslenme biçimi. Dolayısıyla kitap bir boyutuyla, çağın şartlarını da göz önüne alan bir ‘Taam’ün Nebevî’ kitabı. Hz Muhammed’in beslenme ve koruyucu hekimlik önerilerini ilk kez bir bütünlük içinde sunuyor. Bu tanımıyla da alanında bir ilk!
Bir Müslüman’ın sofrasında olmazsa olmaz var mıdır acaba?

Müslüman sofrasında israfa yer yoktur. Bedenin sağlıklı olması için gerekenden fazlasının tüketimi de yasaklanmış ve israf olarak kabul edilmiştir. Bir Müslüman’ın sofrasında ‘helal ve temiz’ olan her şey olabilir. Tersten okursak, bu iki özelliği taşımayan ürünler Müslüman’ın sofrasında olamaz, olmamalı. Ancak buradaki kritik soru ‘temiz’den tam olarak neyin kastedildiğidir. Kur’an’daki ‘tayyib’ yani ‘temiz’ kelimesinden maksat ne? Şimdi Müslümanların ve belki tüm insanlığın üzerinde durması gereken nokta burasıdır. Acaba manevi kirlerden mi, hijyen de denilen basit maddi kirlerden mi, çağın en büyük sorunu olan ölümcül kimyasal kirlerden mi, biyolojik yani genetik kirliliklerden mi, ya da hepsinden mi bahsediyor? İnsan ve çevre sağlığını etkileyen bütün bu faktörler üzerinde çokça düşünülmesi gerekir.
Çok yemek yiyenler için bir tavsiyeniz var mı? Nasıl kurtulurlar acaba bu dertten, az yemek yemek mümkün müdür acaba?

Çok yememek her zaman mümkündür. Unutmayınız ki her açlık hissi, gerçek açlık değildir. Öncelikle yapılması gereken beyne “Artık ben seni dinlemeyeceğim ve kendimi kontrol edeceğim” diye mesaj gönderebilmektir. Bundan böyle her açlık mesajının yiyecekle ödüllendirilmeyeceğini kararlı bir hissiyatla beyne anlatabilmektir.
Gerçekten de hissedilen her açlık duygusu, gerçek açlık değildir; bunların bir bölümü susuzluğun açlık zannedilmesidir. Bunun anlamanın en iyi yolu, açlık hissedilince bir veya iki bardak su içip 20-25 dakika beklemektir. İki bardak su içmemize rağmen hâlâ açlık hissi varsa ve yediğimiz güçlü yemeğin üzerinden de en az 4 saat geçmiş ise gerçek bir açlıktan söz edilebilir. Unutulmaması gereken en önemli nokta az yemenin ancak az yiyerek sağlayabileceğidir!  Veriler gösteriyor ki çok yiyenler, sık sık yiyenler ve az su içenler daha çabuk acıkıyorlar. Ayrıca rafine şeker ve tatlandırıcı barındıran ürünler ve beyaz ekmek, beyaz pirinç gibi gıdaları yemek de sık acıkmaya, dolayısıyla çok yemeye yol açar. Mutlaka bunlardan da kurtulmak gerekir.
Haz eksenli tüketim biçimi ve kirletilmiş gıda ne demek acaba? Bunlar yeni duyduğumuz kavramlar, açıklayabilir misiniz?
Kirletilmiş gıdadan kasıt, gerek üreticilerin gerekse de küresel siyasi hesapları olan çevrelerin, gıdayı amaçlarına araç yapmalarıdır. Ürünün raf ömrünü uzatmak için uygulanan her işlem gıdanın niteliğini bozar. Sözgelimi bir meyveyi meyve olarak değil de paketli meyve suyu olarak tüketmek istediğinizde maruz kalacağınız liste şöyle özetlenebilir: UHT, pastörizasyon, radyasyon verilmesi gibi çok sayıda endüstriyel işlem ile koruyucular, lezzet artırıcılar, kıvam artırıcılar gibi bilumum katkı maddeleri. Kaldı ki günümüzde meyvenin kendisinde bile onlarca sentetik kimyasal var ve bunlar birçok hastalığı tetikliyor. Bugün raftan satın alınan hemen her ürün öylesine işlemlerden geçiriliyor ki artık o ürüne gıda demek, gerçek gıdalara haksızlık olur. Bunlar bizim fiziki açlığımıza giderirken biyolojik açlığı gideremezler. Bilakis daha çok acıkmamıza ve sonuç olarak hastalanmamıza yol açarlar. Gıdanın doğasında olmayan yapay tatlandırıcılar, renklendiriciler, hacim ve kıvam artırıcılar, lezzet artırıcılar ve koruyucular, bağımlılık yaratırlar. Bu bağımlılık, alkolik olmaktan daha tehlikelidir. Alkolik kimse sorunun nedenini bilir. Kirlenmiş, haz eksenli yani sentetik çağın sentetik gıdaları bunu bilmemizi de engelliyor ne yazık ki!
Bu kitabınızdan faydalanmak için gerekli bir şart var mıdır, örneğin Müslüman olmak gibi?
Hayır! Asla! Tüketim biçiminin sağlıklı ve dengeli olup olmadığını merak eden veya tüketim miktar, aralık ve sıralamasındaki sorunları gidermek isteyen genç-yaşlı, kadın-erkek, inanan-inanmayan herkesin yararlanması gereken bir çalışma. Kaldı ki Kur’an ve Hz Peygamber’in sünneti sadece Müslümanlar için değil, tüm insanlık için sağlıklı öneriler getirir. Yararlanmak isteyen herkese de açıktırlar. Bundan istifade etmek için Müslüman olmak da gerekmez. Nasıl ki bugün batı tıbbı orucun beden için çok büyük bir tedavi etkisi olduğunu belirtip Müslüman olmayanlara da öneriyorsa, herkes İslam’ın önerilerinden kendi sağlığı için yararlanabilir, yararlanmalıdır da. Müslüman’ın Diyeti kitabından da yararlanmalıdır.
İnansın ya da inanmasın, Müslüman olsun ya da olmasın, her insanın sağlıklı ve kaliteli bir hayat sürme hakkı vardır. Bunun yolu da büyük ölçüde beslenmenin disiplin altına alınmasından geçiyor. Müslüman’ın Diyeti de herkese bu yolu göstermeye çalışıyor.
Bir dönem helal gıda kavramı konuşuldu, siz ne düşünüyorsunuz acaba bu konu hakkında? Etiketlerde helal gıda olmalı mıdır sizce?
Şu an tüm dünyada üzerinde konuşulan şey, helal gıda ticaretidir. Yani işin maddi yönü konuşuluyor. Bu işe soyunanların ekseriyeti, helal gıdanın tüketilip tüketilmemesini vicdani olarak önemsemiyor. Onlar helal gıda pazarından daha fazla pay alma peşindeler. Samimiyetten uzaklar ve bu nedenle başarılı olma şansları da az. Şayet üretici ve tüketici helal gıda talep etmiyorsa ve bu konuda özel bir hassasiyeti yoksa, sorun sertifika ile çözülemez. Bugün, Kur’an’ın kesin bir dille haram kıldığı ve Peygamberlerin bile kaldırmayacağı yasakları içeren çok sayıda gıdaya dahi ‘helal’ damgası vurulabiliyor. Elbette her türlü inanç ve dünya görüşü mensuplarının, inandıkları değerlere uygun gıdaların üretilmesini talep etme ve bunları tüketme hakkı vardır. Herkes de bu hakka saygı göstermelidir. Ama bunu çıkar aracına dönüştürmek kabul edilebilir bir şey değildir. Bu konu, Şeytan Ye Diyor! kitabında detaylıca ele alınmış, olumsuz örnekler ve riskler soru cevap şeklinde sıralanmıştır. Helal sertifikası ile uğraşanlar, Müslüman gıda üreticileri ve Müslüman tüketiciler Kur’an’daki ‘temiz’ kavramının gerçek anlamını kavramadan, helal gıdadan da ne kastedildiğini anlayamazlar. Kur’an, insan sağlığına zarar veren hiçbir gıdayı temiz kabul etmez.
Sizin özel bir oruç diyetiniz var mı? İftar için önerileriniz var mı?

Burada öncelikle şunu belirtmeliyim ki; oruç tutan kişiler Ramazan tamamlandığında hâlâ aynı kiloda iseler veya kilo almışlarsa, oruçla amaçlanan tüm yararlardan kendileri mahrum etmişler demektir. Oruç, 11 ay aralıksız çalışan sindirim sistemini istirahata alan ve bedenin sağlıklılığını amaçlayan bir ibadettir. Ama özellikle iftarda insanların çoğu normal zamandan çok fazla ve karıştırarak yiyorlar. Bu da orucun yararlarından mahrum kalınmasına yol açıyor.
O halde nasıl beslenmeli? Kitabın Ramazan Diyeti bölümünde yine Hz Muhammed’in sünnetinden hareketle sağlıklı bir öneri getiriliyor. Özetlersek, iftara hurma ile başlamalı ve hurmanın sayısı birden fazla olmalıdır. Mesela ben 8-10 adet yiyorum. (Hurma oldukça besleyicidir; rafine şeker veya glikoz içerikli başka zararlı tatlıların tüketilmesine engeller.) Sonra en az iki bardak su içilmelidir. Ardından kavun, karpuz veya salatalık yenilmeli ve sofradan kalkıp akşam namazı kılınmalıdır. (Namaz kılmayanlar ara verip 10-15 dakika yürüyebilir.) Bu ilk etap, 15 saat istirahat ettiği için kuruyan mide ve bağırsakları ıslatıp hareketlendirecektir. Ayrıca düşen kan şekeri dengeye gelecektir.
Ana yemekler namaz arasından sonra yenilmelidir. Böyle yapanlar kesinlikle daha az yiyecekler ve oruçtan maksimum derecede yararlanmış olacaklardır.

Akupunktur Kilo Kaybı

Akupunktur, kilo vermeye yardımcı olan en yaygın yöntemlerden biridir. Akupunktur ile Kilo Vermek Mümkün mü Etkileri incedir ve süreç genellikle ağrısızdır. Akupunktur stresi azaltmak için mükemmel bir yöntemdir ancak kilo verme programına başlamadan önce hatırlanması gereken bazı önemli şeyler vardır. Sağlıklı bir diyet ve egzersiz programının yerini tutmasa da akupunktur, iştahınızı azaltmanıza ve sağlıklı bir kiloyu korumanıza yardımcı olabilir.

Akupunktur, dış kulaktaki metabolizmayı ve iştahı etkileyebilecek tetik noktalarını uyararak çalışır. Kilo kaybı için akupunktur, kan basıncı ve kolesteroldeki düşüşle bağlantılıdır. Akupunktur ile Kilo Vermek Mümkün müAkupunktur ve kilo kaybı arasındaki bağlantı net değildir. Bununla birlikte, bazı çalışmalar obezite tedavisine yardımcı olabileceğini göstermektedir. 2012 yılında yapılan bir çalışmada, araştırmacılar obezite ve kilo alımının ölçülebilir belirteçlerine baktılar. Akupunktur tedavisinden sonra trigliserit düzeylerinin ve toplam kolesterolün düştüğünü bulmuşlardır.

 

Akupunktur ile Kilo Vermek Mümkün mü

Akupunktur kilo kaybı için tedavi sayısı, seçilen tedavi tipine ve hastanın hedeflerine bağlıdır. Kilo kaybı hızlı ise, seans sayısı bir ile birkaç arasında değişebilir. Örneğin, aşırı yemeden muzdarip bir hasta, beş gün boyunca günlük olarak tedavi edilmelidir. Alternatif olarak, hasta üç hafta boyunca iki haftada bir veya üç günde bir tedavi görebilir. Beş ila on kilo vermek isteyen ortalama bir hasta, iki haftada bir destekleyici tedavi ile üç günde bir bir tedavi kullanabilir.

Akupunktur kilo vermede etkili olmasının yanı sıra sindirim sağlığınıza da yardımcı olabilir. Akupunktur, gastrointestinal sistemin işleyişini iyileştirecek ve bu da vücudunuzun besinleri daha etkili bir şekilde emmesini sağlayacaktır. Bu size yağ yakmak ve düzenli fiziksel aktivite yapmak için daha fazla enerji verecektir. Enflamasyon metabolizmanızı yavaşlatabilir, kalp hastalığı riskini artırabilir ve yiyecekleri sindirme ve emme yeteneğinizi bozabilir. Akupunktur genel sağlığınızı iyileştirecek ve fazla kilo vermenize yardımcı olacaktır.

Akupunktur iştahınızı azaltmanın yanı sıra kilo vermenize de yardımcı olabilir. Akupunkturun birçok faydası vardır. Diyet ve egzersizle karşılaştırıldığında, akupunktur daha dolgun ve daha enerjik hissetmenize yardımcı olabilir. Bir seans sırasında iğnelerin yerleştirildiği bölgelerde seğirme veya ağrı hissedebilirsiniz. Akupunktur, bir hastalık geliştirme veya diyabet geliştirme şansını azaltabilir.

Akupunktur ile Kilo Verin

Akupunktur, vücuttaki Qi akışını iyileştirebileceğinden kilo vermeye yardımcı olabilir. Akupunktur vücudun metabolizmasını kontrol etmeye yardımcı olur ve obezite ile ilgili diğer vücut fonksiyonlarını iyileştirmeye yardımcı olabilir. Akupunktur ayrıca sindirim sisteminizin daha iyi çalışmasına yardımcı olacaktır. Kilo vermenin yanı sıra akupunktur iştahınızı kontrol etmenize yardımcı olabilir. Terapist size genel sağlığınız hakkında sorular soracaktır. Akupunktur kan şekeri seviyenizi azaltabilir ve bağırsaklarınızın işleyişini iyileştirebilir.

Akupunktur, vücuttaki belirli noktaları uyararak çalışır. Akupunktur ile Kilo Vermek Mümkün mü Sizi rahatlatır ve günaha karşı dirençli kılar. Akupunktur ayrıca dolaşımınızı iyileştirecek ve bu da daha fazla kalori yakmanıza yardımcı olacaktır. Akupunktur kilo vermenin etkili bir yolu olabilir. En iyi yanı, tamamen ağrısız olmasıdır. Meşgulseniz evde bile yapabilirsiniz. Bu nedenle, akupunktur kilo vermenin ve zihninizi sağlıklı tutmanın harika bir yoludur.

Akupunktur ile kilo verme nasıl olur
Akupunktur ile kilo verme nasıl olur

Kilo vermede akupunktur tedavisi

Akupunktur kilo kaybı için mükemmel bir yöntemdir. Akupunktur seansları genellikle 30 ila 40 dakika sürer ve güvenli kabul edilir. Maksimum sonuç elde etmek için kişinin sağlıklı bir diyet izlemesi ve fiziksel aktivitelerini arttırması gerekir. Akupunktur herhangi bir yan etkisi olmadan kilo vermenize yardımcı olabilir. Bunu başardığınızda, daha iyi bir yaşam kalitesinin tadını çıkarabilirsiniz. Böylece, kilo vermek ve genel sağlığınızı iyileştirmek için akupunkturu deneyebilirsiniz.

Akupunktur iştahınızı azaltmaya ve metabolizmanızı artırmaya yardımcı olur. Akupunktur şişkinliği ve irritabl bağırsak sendromunu önleyebilir. Genel sağlığınızı ve vücudunuzun ağırlığını iyileştirebilir. Akupunktur kilo kaybına uğramadan önce kalifiye bir tıp uzmanına danışmak en iyisidir. Size en iyi tavsiyeyi verebilirler. Akupunktur ve yararlarından emin değilseniz, tıbbi yardım alın.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu